existing at all times without change; immutable

listen to the pronunciation of existing at all times without change; immutable
الإنجليزية - التركية

تعريف existing at all times without change; immutable في الإنجليزية التركية القاموس.

eternal
{s} sonsuz

Hiçbir amacı yokmuş gibi görünen ama var olmaktan başka bir kaderi olmadığı da açık olan bir sonsuzluktaki sonsuz gelecekte neler olacak? - What will happen in the eternal future that seems to have no purpose, but clearly just manifested by fate?

Tek başına değişim, sürekli, sonsuz ve ölümsüzdür. - Change alone is eternal, perpetual, immortal.

eternal
{s} ebedi

Ebedi olmayan şey ebediyen kullanımdan kalkmıştır. - What is not eternal is eternally outdated.

Dostluğumuz ebedî olsun. - May our friendship be eternal.

eternal
{s} ölümsüz

Tek başına değişim, sürekli, sonsuz ve ölümsüzdür. - Change alone is eternal, perpetual, immortal.

at all times
daima

Leyla yanında daima o silahı taşıyordu. - Layla carried that gun with her at all times.

eternal
müebbet
eternal
sonrasız
eternal
öncesiz sonrasız
eternal
hiç bitmeyen
at all times
her zaman

Her zaman çevrenize dikkat edin. - Pay attention to your surroundings at all times.

Zirveye çıkmak için her zaman rakibin iki adım önünde kalmak zorundasın. - To come out on top, you have to stay two steps ahead of your opponent at all times.

eternal
the Eternal City Roma the eternal triangle evli bir çift ile bunlardan birinin sevgilisi
eternal
daima
eternal
{s} baki

Savaşlar gelir ve gider, ancak askerler baki kalırlar. - Wars come and go, but soldiers stay eternal.

eternal
{s} ölmez
eternal
daimi

Eric daimi bir iyimserdir. - Eric is an eternal optimist.

eternal
Allah
eternal
ebedi varlık
eternal
başı ve sonu olmayan
eternal
{s} ebedi ve ezeli, başı ve sonu olmayan, ölümsüz
eternal
eternally ebediyen
الإنجليزية - الإنجليزية
eternal
existing at all times without change; immutable
المفضلات