esneme

listen to the pronunciation of esneme
Türkisch - Englisch
stretch
resilience
(Askeri) back lash
shimmy
yawning

Yawning in a meeting is not polite. - Bir toplantıda esnemek kibar değil.

Tom couldn't stop yawning. - Tom esnemesini durduramadı.

flexion
bending
yield
gape
stretch, stretching
flection
spring
flexion, shimmy
oscitation
yawn

Tom is trying not to yawn. - Tom esnememeye çalışıyor.

Tom couldn't stop yawning. - Tom esnemesini durduramadı.

(Jeoloji) extension
esnemek
gape
esnemek
yawn

Yawning in a meeting is not polite. - Bir toplantıda esnemek kibar değil.

What's the best way to keep yourself from yawning? - Kendinizi esnemekten alıkoymak için en iyi yol nedir?

esneme sınırı
(Fizik,Gıda,Teknik) elastic limit
esneme bileziği
expansion sleeve
esneme bölgesi
elastic range
esneme eğrisi
clastic curve
esneme eğrisi
elastic curve
esneme haddi
(Askeri) plastic range
esneme makarası
expansion roller
esneme modülü
modulus of resilience
esneme nöbeti
the gapes
esneme sünüşü
elastic yield
esneme sınırı
yield point
esneme yorulması
(Otomotiv) flex fatigue
esneme-plastik germe
(Gıda) elastic plastic stretching
esneme-plastik germe
elastic-plastic stretching
esnemek
yield
esnemek
bulge
esnemek
bend
esnemek
stretch
esne
{f} yawning

I couldn't help yawning. - Kendimi esnemekten alamadım.

I couldn't stop myself from yawning. - Kendimi esnemekten alamadım.

esne
{f} yawn

I couldn't help yawning. - Kendimi esnemekten alamadım.

We yawn when we are short of oxygen. - Oksijenimiz azaldığında esneriz.

Esnemek
(Tıp) oscitate
esnemek
spring
esnemek
to yawn, to gape; to stretch, to bend
esnemek
give
esnemek
to yawn; to gape
esnemek
(for something) to bend, give
esnemek
yawp
kümes hayvanlarında esneme hastalığı
the gapes
Türkisch - Türkisch
Esnemek işi: "Mahmur, esnemelerle dolu bir sesle, tanıdık adları sıraladı."- A. İlhan
Esnemek işi
(Osmanlı Dönemi) TESAÜB
Esnemek
(Osmanlı Dönemi) TESAVÜB
Esnemek
(Osmanlı Dönemi) SÜEBA'
esnemek
Bir cisim bir etki ile biçim değiştirmek
esnemek
Bir cisim bir etki ile biçim değiştirmek: "Kapılar esnemiş, eğrilmiş; topuzları kaybolmuş."- R. H. Karay
esnemek
Bollaşıp genişlemek
esnemek
Uzun uzun esnedim."- A. Haşim
esnemek
Uykulu, sıkıntılı veya yorgunluk duyulan bir anda ağzı genişçe açarak soluk alıp vermek: "Birden çenelerim gerildi
esnemek
Uykulu, sıkıntılı veya yorgunluk duyulan bir anda ağzı genişçe açarak soluk alıp vermek
esneme
Favoriten