enlarging, expanding, growing

listen to the pronunciation of enlarging, expanding, growing
Englisch - Türkisch

Definition von enlarging, expanding, growing im Englisch Türkisch wörterbuch

increasing
{s} çoğalan
increasing
artan

Leyla'nın giderek artan orandaki garip davranışları onun anne ve babasını çok endişelendiriyordu. - Layla's increasingly odd behavior worried her parents a lot.

Sami artan sıklıkta ortaya çıktı. - Sami showed up with increasing frequency.

increasing
artırıcı
increasing
yükseltme
increasing
artağan
increasing
(Kimya) artma

Öğrenim yapmak için yurtdışına giden öğrenci sayısı her yıl artmaktadır. - The number of students going abroad to study is increasing each year.

O, atmosferdeki karbon dioksit miktarlarının artmasından dolayı Dünyanın ısınmasını tanımlamak için kullanılan bir terimdir. - It is a term used to describe the warming of the earth due to increasing amounts of carbon dioxide in the atmosphere.

increasing
{i} artış
increasing
{f} art

Yurt dışına çıkan Japon sayısı yıldan yıla artmaktadır. - The number of Japanese going overseas has been increasing year by year.

Bu kasabanın nüfusu artıyor. - This town is increasing in population.

increasing
artarak
increasing
{i} artırma

Ne yazık ki kavşaklardaki trafik sinyallerinin sayısını artırmak trafik kazalarının sayısın azaltmaya yardımcı olmadı. - Unfortunately, increasing the number of traffic signals at intersections didn't help decrease the number of traffic accidents.

increasing
(isim) artırma
increasing
(sıfat) çoğalan
Englisch - Englisch
{i} increasing
enlarging, expanding, growing
Favoriten