Şımarık bir çocuğu övmenin hiçbir faydası yok. Onlar sıkı bir eğitime maruz kalmalılar.
 - There are no benefits from praising a spoiled child. They should undergo a strict education.
Onun annesi gelecek hafta önemli bir ameliyat geçirecek.
 - Her mother is going to undergo a major operation next week.
Cerrah bir organ nakli geçirmesi için onu ikna etti.
 - The surgeon persuaded him to undergo an organ transplant.
O zor bir operasyon geçirmek zorunda kaldı.
 - She had to undergo a difficult operation.
Leyla bir kalp ameliyatı daha geçirmek zorunda kaldı.
 - Layla had to undergo another heart surgery.