Definition von en person im Dänisch Türkisch wörterbuch
- bir kısım
- en partner
- ortağı
Relevante Übersetzungen
Definition von en person im Türkisch Englisch wörterbuch
- en son
- {s} latest
His latest novel is well worth reading.
-Onun en son romanı okumaya değer.
She is singing the latest popular songs.
-En son popüler şarkıları seslendiriyor.
- en son
- last
The last time I went to China, I visited Shanghai.
-Çin'e gittiğim en son zaman, Şangay'ı ziyaret ettim.
The activists were last seen in a remote, forested corner of Brazil.
-Eylemciler en son Brezilya'nın uzak, ormanlık bir köşesinde görüldüler.
- en son
- recent
When was your most recent dental appointment?
-En son diş randevun ne zamandı?
This dictionary isn't the most recent version.
-Bu sözlük en son sürüm değil.
- en son
- supreme
- en son
- endmost
- en son
- the latest
She knows a lot about the latest fashions.
-O, en son modalar hakkında çok şey biliyor.
His motorcycle is the latest model.
-Onun motosikleti en son model.
- en son
- up-to-the-minute
- en son
- lattermost
- en son
- most recently
- en son
- crowning
- en son
- continuously present
- en son
- when all is said and done
- en son
- ultimate
- en son
- the very last
This is the very last thing I can do for you.
-Bu senin için yapabileceğim en son şeydir.
- en son
- a) last b) ultimate
- en son
- aftermost
- en son
- utmost
- en son
- final
Tom finally agreed to let Mary in on the secret.
-Tom en sonunda Meryem'e sırrı vermeyi kabul etti.
We finally have you where we want you.
-Biz en sonunda sana bizim seni istediğimiz yerde sahibiz.
- en son
- uttermost
Relevante Übersetzungen
Silbentrennung
en per·sonTürkische aussprache
en pırsınAussprache
Resimler
Videos
... It's the kind of person who gets accepted by Harvard ...
... When I saw him give this talk, the first person who asked a question stuck their hand up and ...