Seni utandırmak istemedim.
- I didn't mean to embarrass you.
Tom Mary'yi utandırmak istemiyordu.
- Tom didn't want to embarrass Mary.
Hayatımda hiç bu kadar mahcup olmadım.
- I've never been so embarrassed in my life.
Hiç bu kadar mahcup olmadım.
- I've never been so embarrassed.
Utangaç erkek çocuğu adını mırıldandı.
- The shy boy murmured his name.
Ben, utangaç genç adama güzel kıza aşkını ilan etmesini tavsiye ettim.
- I advised the shy young man to declare his love for the beautiful girl.
Tom çekingen ve yalnız bir oğlandır.
- Tom is a shy and lonely boy.
Senin çekingenlikten uzak tavırlarını seviyorum.
- I love your lack of shyness.
O mahçup görünüyordu.
- He seemed embarrassed.
Tom mahçup göründüğümü söyledi.
- Tom said I seemed embarrassed.
Utangaç erkek çocuğu onun varlığında tamamen sıkıldı.
- The shy boy was utterly embarrassed in her presence.
Sana söyleyemeyecek kadar çok utangaçtım.
- I was too embarrassed to tell you.
Seni rahatsız etmek istemiyorum.
- I don't want to embarrass you.
Utangaç erkek çocuğu onun varlığında tamamen sıkıldı.
- The shy boy was utterly embarrassed in her presence.
Bu gerçekten sıkıcı bir şey.
- It's something really embarrassing.
Tom utanmış görünüyordu.
- Tom seemed embarrassed.
Tom ilk kez Mary'nin önünde gömleğini çıkardığında utanmıştı, çünkü göğsüne onun eski arkadaşının adını dövme yaptırmıştı.
- Tom was embarrassed when he took his shirt off in front of Mary for the first time, because he had his ex's name tatooed on his chest.
Sıkılman için bir neden yok. Telaffuzun genel olarak doğru.
- There's no reason to feel embarrassed. Your pronunciation is generally correct.
O, onun mahcubiyetini fark etti.
- He noticed her embarrassment.
Utanmayın. Olur böyle şeyler.
- Don't feel embarrassed. These things happen.
Tom, Mary'nin utanmayacağını düşünüyor.
- Tom thinks Mary won't be embarrassed.
Sıkılgan görünüyordun.
- You looked embarrassed.
Tom biraz sıkılgan görünüyor.
- Tom is looking a little embarrassed.
A red-faced John edged his way quietly out of the room.
The crowd's laughter and jeers embarrassed him.
... Because I am embarrassed. ...
... I'm a little bit embarrassed to say that it took me until ...