diz çöküp

listen to the pronunciation of diz çöküp
Türkisch - Englisch
on bended knees
on one's knees, kneeling
diz çök
{f} kneeling

The religious man remained kneeling for hours. - Din adamı saatlerce diz çökmüş olarak kaldı.

She saw a boy kneeling by the altar. - Sunağa yakın diz çöken bir çocuk gördüm.

diz çök
{f} knelt

She knelt beside him and asked him what his name was. - O onun yanına diz çöktü ve onun adının ne olduğunu sordu.

We knelt down to pray. - Biz dua etmek için diz çöktük.

diz çök
{f} kneel

Why do people kneel down to pray? - İnsanlar dua etmek için neden diz çöküyorlar?

She saw a boy kneeling by the altar. - Sunağa yakın diz çöken bir çocuk gördüm.

diz çök
genuflect
diz çöküp
Favoriten