difficult; nice; critical; as, a ticklish business

listen to the pronunciation of difficult; nice; critical; as, a ticklish business
Englisch - Türkisch

Definition von difficult; nice; critical; as, a ticklish business im Englisch Türkisch wörterbuch

ticklish
gıdıklanan
ticklish
çok dikkat isteyen
ticklish
gıdıklanmak
ticklish
özel dikkat isteyen
ticklish
{s} gıdık alır
ticklish
ticklishnessgıdıklanma
ticklish
{s} çok dikkat isteyen, nazik (mesele)
ticklish
{s} gıdıklanınca hemen ürperen (yer)
ticklish
{s} nazik
ticklish
{s} gıdıklanır

Tom gerçekten gıdıklanır olduğunu söyledi. - Tom said that he was really ticklish.

Tom Mary'nin gıdıklanır olduğunu söyledi. - Tom said Mary is ticklish.

ticklish
tehlikeli
ticklish
nazik/gıdıklanan
ticklish
(sıfat) gıdıklanır, gıdık alır, hassas, nazik, alıngan
ticklish
çok gıdıklanır
ticklish
korkulur
ticklish
{s} kolayca gıdıklanan (kimse)
ticklish
{s} hassas

Tom Mary'nin hassas olmadığını söyledi. - Tom said Mary wasn't ticklish.

Tom hassas olduğunu söyledi. - Tom said he's ticklish.

ticklish
naziklik
Englisch - Englisch
ticklish
difficult; nice; critical; as, a ticklish business
Favoriten