Annem, akşam yemeğini pişirmekle meşgul.
- My mother is busy cooking dinner.
Çoğu kişi yağla yemek pişirmek yerine tereyağıyla yemek pişirmeyi tercih eder.
- Many people prefer to cook with butter instead of oil.
Çoğu kişi yağla yemek pişirmek yerine tereyağıyla yemek pişirmeyi tercih eder.
- Many people prefer to cook with butter instead of oil.
Jane bana yemek pişirmek isteyip istemediğimi sordu.
- Jane asked me if I would like to cook.
Aşçılığını özleyeceğim.
- I'll miss your cooking.
Korkarım ki iyi bir aşçı değilim.
- I'm afraid I'm not much of a cook.
Yemek yapmak, örgü örmek, bahçıvanlık, pul toplamak ve benzeri birçok hobileri vardır.
- She has many hobbies, cooking, knitting, gardening, collecting stamps, and so on.
O, yemek yapmak zorunda olduğu için her sabah erken kalkar.
- Every morning she gets up early because she has to cook.
Yemek hazırlamakla meşguldüm.
- I was busy cooking dinner.
Bildiğim kadarıyla, ben bir aşçıyım. Yaptığım tek şey yemek hazırlamak.
- As far as I go, I'm a cook. The only thing I do is prepare the food.
Biraz kurabiye yapmak için hamur açtı.
- I rolled the dough to make some cookies.
Tom'un yapmak için en sevdiği şey yemek pişirmeydi.
- Tom's favorite thing to do was cooking.
Sizin için akşam yemeği pişireyim mi?
- Shall I cook dinner for you?
Bana bir şiş pişirir misin, lütfen?
- Could you cook a skewer for me, please?
Look at that poor dog shut up in that car on a day like today - it must be cooking in there.
... - NO PROBLEM. - ...CAN'T MAKE FUN OF MY COOKING... ...
... - HEY, GABE! - YOUR COOKING STINKS! AND YOU'RE STUPID! ...