Tom kesinlikle kendinden emin görünüyor.
- Tom certainly looks confident.
Nasıl bu kadar kendinden emin olabiliyorsun?
- How can you be so confident?
Tom gerçekten kendine güvenen bir çocuk.
- Tom is a really confident kid.
Hiç kendine güvenen değildim.
- I wasn't confident at all.
Tenis maçını kazanacağımdan eminim.
- I'm confident that I'll win the tennis match.
Tom kesinlikle kendinden emin görünüyor.
- Tom certainly looks confident.
Çok güvenli hissetmiyorum.
- I don't feel very confident.
Güvenli hissetmelisin.
- You should feel confident.
Dışarıda olduklarından emin ol.
- Rest assured they're out there.
Elimizden geleni yapacağımızdan emin olabilirsin.
- You may rest assured that we shall do all we can.
Dan ona zarar vermeyeceğini Linda'ya garanti etti.
- Dan assured Linda that he wasn't going to hurt her.
Tom Mary'ye bunu yapabileceğini garanti etti.
- Tom assured Mary that he could do that.
... then surely a strong and confident American negotiate with less powerful ...
... more confident in it. ...