Dün hava bugünkünden daha soğuktu.
 - It was colder yesterday than today.
Dün hava korkunç derecede soğuktu.
 - It was terribly cold yesterday.
Parmaklarım o kadar üşümüş ki onlar uyuşmuş.
 - My fingers are so cold they have gone numb.
Tom'un elleri üşümüştü.
 - Tom's hands were cold.
Bebek nezlesinden kurtuldu.
 - The baby has gotten rid of its cold.
Anne yataktadır. O nezle olmuş.
 - Mother is in bed. She caught a cold.
Tom üşümekten hoşlanmıyor.
 - Tom doesn't like to be cold.
Soğuk algınlığı için bir şeyin var mı?
 - Have you something for a cold?
O, soğuk algınlığına kolayca yakalanır.
 - She catches colds easily.
Hava daha da soğumuş gibi görünüyor.
 - It seems to have gotten colder.
Tom üşümediğini söyledi.
 - Tom said that he wasn't cold.
Üşümediğine emin misin?
 - Are you sure you're not cold?