Englisch - Türkisch
Definition von christ, considered as an intercessor im Englisch Türkisch wörterbuch
- advocate
- avukat
Ben sadece şeytanın avukatını oynuyorum.
-I'm just playing the devil's advocate.
O, şeytanın avukatı olmaktan usandı ve ne kadar aptalca olursa olsun, şimdi onların önerdiği her fikri kabul ediyor.
-He got tired of being the devil's advocate and now agrees with every idea they suggest, no matter how dumb.
- advocate
- {f} savunmak
- advocate
- {f} müdafaa etmek
- advocate
- {i} yandaş
- advocate
- {f} savun
Vergilerin azaltılmasını savundu.
-He advocated the reduction of taxes.
Kuralların bir revizyonunu savunuyor.
-He advocates a revision of the rules.
- advocate
- {f} desteklemek
- advocate
- (Politika, Siyaset) savunan kişi
- advocate
- (Politika, Siyaset) savunmasını yapan
- advocate
- (Kanun) müdafi
- advocate
- savunucu
Sen bizim savunucumuzsun, Tom.
-You are our advocate Tom.
- advocate
- Avukatlığını yapmak
- advocate
- sahip çıkmak
- advocate
- {i} taraftar
- advocate
- korumak
Relevante Übersetzungen
Englisch - Englisch
Definition von christ, considered as an intercessor im Englisch Englisch wörterbuch
- advocate
christ, considered as an intercessor
Silbentrennung
christ, con·sid·ered as an in·ter·ces·sorAussprache
Resimler
Historie
Favoriten