O karizmatik bir lider değil.
- He's not a charismatic leader.
Tom oldukça karizmatik.
- Tom is quite charismatic.
Büyük baban çok çekici.
- Your grandfather is very charismatic.
Tom'un etkileyici olduğunu düşünüyorum.
- I think Tom is charismatic.
He's so cool that we all think he's charismatic.
- Er hat eine solche Gelassenheit, dass wir ihn alle für charismatisch halten.