Bu cümleyi çevirmek istemiyorum.
 - I don't want to translate this sentence.
Birkaç sayfa ingilizceyi çevirmek iki saatten daha fazla zamanımı aldı.
 - It took me more than two hours to translate a few pages of English.
Cümlelerinizi tercüme etmekten hoşlanıyorum.
 - I like to translate your sentences.
Bu kitabı tercüme etmek için ne kadar süreye ihtiyacı var?
 - How much time does she need to translate this book?
Shishir çeviri yapmak için dışarı çıktığı zaman, en iyisi evde kalmaktır.
 - When Shishir comes out to translate, it's best to remain indoors.
Çoğunluğu değilsede, çok sayıda profesyonel çevirmen sadece kendi ana dillerine çeviri yapmaktadırlar.
 - Many, if not most, professional translators only translate into their native language.
Bu cümle hâlâ çevrilmek zorunda.
 - This sentence has yet to be translated.
Mary'nin cümleleri çevrilmek için kolay ve anlaşılırdır.
 - Mary's sentences are clear and easy to translate.
Onlar metni tercüme ettiler.
 - They translated the text.
Tercüme etmesi zor olan bazı şeyler vardır.
 - There are some things that are difficult to translate.
İngilizceden Japoncaya kelimesi kelimesine çeviri yapmayın.
 - Don't translate English into Japanese word for word.
Lütfen Tatoeba'da cümleyi cümle için çevirin.
 - Please translate sentence for sentence in Tatoeba.