bruder

listen to the pronunciation of bruder
Deutsch - Türkisch
{'bru: dır} r erkek kardeş
r. 'bru: dır erkek kardeş
[der] erkek kardeş
erkek kardeş

Erkek kardeşim Tokyo'da yaşıyor. - Mein Bruder lebt in Tokyo.

Erkek kardeşini çok iyi tanıyorum. - Ich kenne deinen Bruder sehr gut.

birader
tarikat üyesi
der Bruder
erkek kardeş
Englisch - Türkisch

Definition von bruder im Englisch Türkisch wörterbuch

brother
{i} kardeş

O Taro'nun erkek kardeşi. - He is Taro's brother.

Erkek kardeşim Tokyo'da yaşıyor. - My brother lives in Tokyo.

brother
erkek kardeş

Erkek kardeşim, ben kadar büyük. - My brother is as large as I.

Erkek kardeşim Tokyo'da yaşıyor. - My brother lives in Tokyo.

brother
brotherlyerkek kardeşe özgü
brother
vay canına!
brother
brotherhoodkardeşlik
brethren
din kardeşleri
brother
kayınbirader

Matt Rita'nın kayınbiraderi. - Matt is Rita's brother-in-law.

Kayınbiraderim önemsiz konulardan kolayca sinirlenir. - My brother-in-law easily loses his temper from trivial matters.

brother
brotherin i enişte
bro
(Brother) Bir hitap kelimesi olarak, "kardeş", "dostum", "arkadaşım", "kanka"
brother
(fiil)y be, vay canına
brethren
(isim) tarikat üyeleri
brethren
kardeşler
brethren
i., çoğ. kardeşler
brethren
ihvan
brethren
{i} tarikat üyeleri
brethren
kardeş
brother
{i} dost
brother
birlik

Bugün Tom'un erkek kardeşiyle birlikte sinemaya gideceğim. - Today I'll go to the cinema with Tom's brother.

İki erkek kardeş birlikte seyahat için gitti. - Two brothers went to travel together.