bother, hassle, torment

listen to the pronunciation of bother, hassle, torment
Englisch - Türkisch
Eziyet güçlük zahmet
harass
{f} rahatsız etmek
harass
{f} taciz etmek

Oğluna kızımı taciz etmekten vazgeçmesini söyle. - Tell your son to quit harassing my daughter.

harass
(Askeri) TACİZ ETMEK: Baskınlar yapmak, muharebe gazları kullanmak, devamlı surette ateş açmak veya diğer şaşırtıcı hareketler yapmak suretiyle düşmanı bezdirmek
harass
tacizde bulunmak
harass
tacizlik
harass
rahatsızlık

O, rahatsızlık değildi. - It wasn't harassment.

harass
izaç
harass
tekrarlı hücumlarla yormak
harass
bizar etmek
harass
yor

İftira niteliğinde, küçük düşürücü, müstehcen, uygunsuz, iffetsiz, pornografik, şiddet, suistimal, hakaret, tehdit ve taciz yorumlarına katlanılmaz. - Slanderous, defamatory, obscene, indecent, lewd, pornographic, violent, abusive, insulting, threatening and harassing comments are not tolerated.

harass
usandırmak
harass
(askerî) aralıksız saldırılarla taciz etmek
harass
{f} rahat vermemek, rahatsız etmek, taciz etmek; bizar etmek, tedirgin etmek
harass
{f} bezdirmek
harass
{f} ask. aralıksız saldırılarla taciz etmek
harass
{f} çok yormak
harass
{f} sıkmak
harass
(fiil) rahatsız etmek, sıkmak, bezdirmek, taciz etmek, canına okumak, çok yormak
Englisch - Englisch
{f} harass
bother, hassle, torment
Favoriten