birine-

Englisch - Türkisch

Definition von birine- im Englisch Türkisch wörterbuch

Relevante Übersetzungen

<span class="word-self">birinespan> güvenini kaybetmek

Lose trust on somebody

<span class="word-self">birinespan> güvenini yitirmek

Lose trust on somebody

Türkisch - Türkisch

Definition von birine- im Türkisch Türkisch wörterbuch

Relevante Übersetzungen

bir yeri <span class="word-self">birinespan> zindan etmek

yaşanmaz, huzursuz, rahatsız, zevk alınmaz bir duruma getirmek

bir şeyi <span class="word-self">birinespan> haram etmek

O şeyden umulan yarar ve rahatı tattırmamak

<span class="word-self">birinespan> analık etmek

Analık görevini yapmak veya ana gibi yakınlık göstermek

<span class="word-self">birinespan> malûm olmak

İçine doğmak

<span class="word-self">birinespan> medyun olmak

Kendini borçlu hissetmek

<span class="word-self">birinespan> meftun olmak

Tutulmak, gönül vermek, vurulmak

<span class="word-self">birinespan> muhtaç etmek

Birini, ihtiyaç duyduğu bir şeyi başkasından sağlamak zorunda bırakmak

<span class="word-self">birinespan> muziplik etmek

Bir kimseye şaka yollu sözler söylemek

<span class="word-self">birinespan> oyun etmek

Kurnazlıkla birini aldatmak

<span class="word-self">birinespan> yağcılık etmek

bakınız: Yağ çekmek

<span class="word-self">birinespan> yük olmak

Kendisi için başkasına para harcatmak, masraf yaptırmak

<span class="word-self">birinespan> yük olmak

Bir kimse, sıkıntılı bir işini başkasına yaptırmak

<span class="word-self">birinespan> yıkıntı olmak

Birini çok zarara sokmak

<span class="word-self">birinespan> zahmet olmak

Yapılan bir işten sıkıntı, yorgunluk duymak

Türkisch - Englisch

Definition von birine- im Türkisch Englisch wörterbuch

Relevante Übersetzungen

(elbise) (<span class="word-self">birinespan>) göre olmak

suit to

avantaj <span class="word-self">birinespan> geçmek

gain the upper hand

<span class="word-self">birinespan>

to somebody

Tell it to somebody else. - Bunu başka birine söyle.

A check is a method of paying money to somebody. - Çek birine para ödeme yöntemidir.

fiziki olarak <span class="word-self">birinespan> benzemek

take after

<span class="word-self">birinespan>

to someone

If you don't want this, I'll give it to someone else. - Bunu istemiyorsan onu başka birine vereceğim.

Don't lend money to someone who can't have a morning erection. - Sabah ereksiyonu olmayan birine ödünç para verme.

<span class="word-self">birinespan>

one

They decided to adopt a child rather than having one of their own. - Kendi çocuklarından birine sahip olmak yerine bir çocuk evlat edinmeye karar verdiler.

Tom parked in one of the empty spaces in front of the library. - Tom kütüphanenin önündeki boş alanlardan birine parketti.

<span class="word-self">birinespan> asılmak

Hit on somebody

She though I was game, and she was totally hitting on me.

<span class="word-self">birinespan> benzetmek

Take someone for

<span class="word-self">birinespan> sormak

ask someone to

<span class="word-self">birinespan> sözü vermek

give the floor to someone

I now give the floor to our Dean - Şimdi sözü Dekanımıza veriyorum.

sözü <span class="word-self">birinespan> bırakmak

Leave the floor to

allah <span class="word-self">birinespan> bir şeyi vermek

be endowed with

bir suçu <span class="word-self">birinespan> yüklemek

lay at someone's door

bir şeyi <span class="word-self">birinespan> yüklemek

tag someone with

<span class="word-self">birinespan> bir görevi vermek

(Hukuk) entrust someone with a duty

<span class="word-self">birinespan> bir şeyi inandırmak

assure smb. of smth

<span class="word-self">birinespan> haklar ve yükümlülükler vermek

(Hukuk) grant someone rights and obligations

<span class="word-self">birinespan> karşı birlik olmak

gang up on

<span class="word-self">birinespan> karşı sorumlu olmak

be answerable to smb. for smb

<span class="word-self">birinespan> sorumluluk yüklemek

lay a burden on

<span class="word-self">birinespan> söz vermek

give someone one's word

<span class="word-self">birinespan> yük yüklemek

lay a burden on

<span class="word-self">birinespan> zor bir iş yüklemek

saddle someone with a task

her <span class="word-self">birinespan>

apiece

suçu <span class="word-self">birinespan> yüklemek

fasten the blame on someone

suçu <span class="word-self">birinespan> yüklemek

shift the blame onto

varmak (<span class="word-self">birinespan>)

marry someone