benzinci

listen to the pronunciation of benzinci
Türkisch - Englisch
gas station
petrol station
service station
filling station
filling station, gas station
filling station, petrol station, service station
gas station attendant
benzin
gasoline

Gasoline is used for fuel. - Benzin yakıt için kullanılır.

Gasoline is sold by the liter. - Benzin litre ile satılır.

benzin
petrol

The price of a litre of petrol has been increased by 12 rupees. - Bir litre benzinin fiyatı 12 rupiye yükseltildi.

Our car ran out of petrol after ten minutes. - On dakika sonra arabamın benzini bitti.

benzin
gas

Turning to the left, you will find the gas station. - Sola dönerseniz, benzin istasyonu bulursunuz.

My car burns a lot of gas. - Arabam çok benzin yakar.

benzin
{i} fuel

Gasoline is used for fuel. - Benzin yakıt için kullanılır.

Tom looked down at the fuel gauge. - Tom benzin göstergesine baktı.

benzin
gasolin
benzin
(Otomotiv) petroleum
benzin
(Jeoloji) benzene
benzin
(Otomotiv) volatility
benzin
cleaner's naphtha
benzin
gasolene
benzin
benzine
benzin
petrol, gas, gasoline
benzin
benzoline
benzin
{i} juice
Englisch - Englisch

Definition von benzinci im Englisch Englisch wörterbuch

benzin
{i} fuel, petrol, solvent used in industry
Türkisch - Türkisch
Akaryakıt satılan yer veya akaryakıt satan kimse
benzin
Bir tür organik yağ çözücü
benzin
Petrolün damıtılması ile elde edilen, özgül ağırlığı yaklaşık 0,65 olan, renksiz, uçucu, kendine özgü kokusu bulunan bir sıvı
benzin
Benzen
Englisch - Türkisch

Definition von benzinci im Englisch Türkisch wörterbuch

benzin
(Tıp) (e) Benzin (yağ, kauçuk, reçina vs. eritmek için kullanılan bir sıvı)
benzinci
Favoriten