In retrospect, maybe I shouldn't have posted that photo in my blog.
- Geriye dönüp bakıldığında, belki de o fotoğrafı benim bloğa koymamalıydım.
Maybe we can make a deal.
- Belki de bir anlaşma yapabiliriz.
Perhaps it will rain in the afternoon.
- Belki öğleden sonra yağmur yağacak.
You can add sentences that you do not know how to translate. Perhaps someone else will know!
- Nasıl çevireceğini bilmediğin cümleler ekleyebilirsin. Belki başka biri çevirir!
I can't possibly make lunch.
- Belki öğle yemeği yapamam.
I cannot possibly help you.
- Ben belki size yardımcı olamam.
I took my umbrella lest it rain.
- Belki yağmur yağar diye şemsiyemi aldım.
Maybe we can make a deal.
- Belki de bir anlaşma yapabiliriz.
Maybe you are working too hard.
- Belki de çok çalışıyorsunuz.
I probably shouldn't have asked Tom that question.
- Belki de Tom'a bu soruyu sormamalıydım.
She probably didn't have sex with him.
- Belki de onunla seks yapmadı.