being considered for a position

listen to the pronunciation of being considered for a position
Englisch - Türkisch

Definition von being considered for a position im Englisch Türkisch wörterbuch

possible
olabilir

O nasıl mümkün olabilir? - How is that possible?

Onun için mümkün olabilir fakat ben testi asla geçemezdim. - For him it may be possible, but I'd never pass the test.

possible
mümkün

Onun yalan söylüyor olması mümkündür. - It is possible that he is telling a lie.

İçme suyunda klor, kurşun ya da benzer kirletici madde bulunması mümkün. - It's possible that the drinking water has chlorine, lead, or similar contaminants in it.

possible
olanaklı

Bilimsel çalışmalar yoluyla bu kayaların yaşını belirlemek olanaklıdır. - It is possible to determine the age of these rocks through scientific studies.

Herkesi memnun etmek olanaklı değildir. - It's not possible to please everyone.

possible
muhtemel

Tom'un gelememesi muhtemel. - It's possible Tom might not come.

Tom muhtemelen Mary'ye bunu mümkün olan en kısa sürede yapması gerektiğini söyleyecektir. - Tom is probably going to tell Mary that she should do that as soon as possible.

possible
olası

Bu mümkün, ama olası değildir. - It's possible, but not probable.

Olası yan etkiler arasında bulanık görme ve nefes darlığı bulunmaktadır. - Possible side effects include blurred vision and shortness of breath.

possible
olurlu
possible
akla yatkın
possible
rekor [spor.]
possible
(sıfat) olası, mümkün, olanaklı, akla uygun, makul
possible
muhtemel/mümkün
possible
{s} makul

Bunun tek bir makul açıklaması var. - There's only one possible explanation.

Diğer makul açıklamanın olmadığını anlıyorum. - I see no other possible explanation.

possible
mümkündür ki
possible
ihtimal

Bu mümkün ama son derece düşük ihtimal. - That's possible but highly unlikely.

possible
{s} mümkün, olabilir, imkân dahilinde
possible
(Askeri) MUHTEMEL: Beyanı etkileyecek bazı emarelerin mevcut bulunduğu koşullar altında yapılmış bir beyanı nitelemekte kullanılan bir terim. Bu emare, ifadeyi garanti etmek için yeterlidir, ancak doğru olarak varsaymak için yeterli değildir. Ayrıca bakınız: "probable"
possible
possiblybelki
possible
imkân

Çocuğun nehri yüzerek geçmesi imkansızdı. - It wasn't possible for the boy to swim across the river.

Her mümkün durumu tahmin etmek imkansızdır. - It's impossible to anticipate every possible situation.

possible
mümkün olan şey
Englisch - Englisch
possible
being considered for a position

    Silbentrennung

    be·ing con·sid·ered for a po·si·tion

    Türkische aussprache

    biîng kınsîdırd fôr ı pızîşın

    Aussprache

    /ˈbēəɴɢ kənˈsədərd ˈfôr ə pəˈzəsʜən/ /ˈbiːɪŋ kənˈsɪdɜrd ˈfɔːr ə pəˈzɪʃən/
Favoriten