Ben düşmanlarımı kendilerini asmaktan asla engellemem.
- I never prevent my enemies from hanging themselves.
Babil, asma bahçeleriyle ünlüydü.
- Babylon was famous for its hanging gardens.
Tom kendini asarak intihar etti.
- Tom committed suicide by hanging himself.
Kendisini asarak intihar etti.
- She committed suicide by hanging herself.
Tavandan sarkan güzel bir avize vardı.
- There was a beautiful chandelier hanging from the ceiling.
Tom'un Mary'ye ait duvarında asılı birkaç fotoğrafı vardı.
- Tom had several photos of Mary hanging on his wall.
Bir kristal avize masanın üzerinde asılıydı.
- A crystal chandelier was hanging over the table.
İnsanları askıda bırakmaktan hoşlanmıyorum.
- I don't like to leave people hanging.
Hanging is the punishment for one convicted of war crimes, there.
... circle and you were hanging out with your friends. ...
... And that's just hanging out. ...