Don't get sassy with me young lady!
- Bana sırnaşmayın genç bayan!
The boy, upon seeing a butterfly, proceeded to run after it, provoking the anger of his mother, who had ordered him to stay quiet while she gossiped with the lady next door.
- Çocuk kelebeği gördüğünde, onu kovalamaya girişti, bitişikteki bayanla sohbet ederken ona sessiz kalmasını söyleyen annesini kızdırdı.
I'm sorry, madam. There must be some mistake.
- Üzgünüm bayan. Bir hata olmalı.
There is a madam here.
- Burada bir bayan var.
Children of Łazarz think their mother Felicja is the most beautiful woman in the world.
- Łazarz'nın çocukları, anneleri Felicja'nın dünyadaki en güzel bayan olduğunu düşünüyorlar.
I am married to a Polish woman.
- Polonyalı bir bayanla evlendim.
Who's your favorite female rapper?
- Favori bayan repçin kim?
I know that my Chinese female friends enjoy my disciplining them.
- Çinli bayan arkadaşlarımın onları disipline sokmamdan hoşlandıklarını biliyorum.
An ugly wife is a good fence around the garden.
- Çirkin bir bayan eş bahçenin etrafındaki iyi bir çit gibidir.
My wife sings in the ladies' choir.
- Karım bayanlar korosunda şarkı söylüyor.
She is another Madame Curie.
- O başka bir Bayan Curie.
The lady's funeral was held at the local church.
- Bayanın cenazesi yerel kilisede düzenlendi.
Michael is a man's name but Michelle is a lady's name.
- Michael bir erkek adıdır ama Michelle bir bayan adıdır.
Do you know how old Miss Nakano is?
- Bayan Nakano'nun kaç yaşında olduğunu biliyor musun?
Miss White is liked by everyone.
- Bayan White herkes tarafından sevilir.
It's customary for waiters and waitresses to introduce themselves using only their first names.
- Bay ve bayan garsonların ilk isimlerini kullanarak kendilerini tanıtması gelenekseldir.
Have you ever hired a maid?
- Hiç bir bayan hizmetçiyi işe aldın mı?
The U.S. has won FIFA's Women's World Cup.
- Amerika Birleşik Devletleri FIFA'nın Bayanlar Dünya Kupasını kazandı.
The women of France are beautiful.
- Fransa'nın bayanları güzeldir.
They made a fool of him in the presence of ladies.
- Bayanların huzurunda onu aptal yerine koydular.
Where is the ladies' room?
- Bayanların odası nerede?