bakış açısı

listen to the pronunciation of bakış açısı
Türkisch - Englisch
point of view

From his point of view he's right. - Onun bakış açısından o haklı.

Try to see the problem from her point of view. - Sorunu onun bakış açısından görmeye çalış.

viewpoint

Her viewpoint is limited. - Onun bakış açısı sınırlıdır.

From the viewpoint of tissue culture, the environment for this experiment should be more rigidly defined. - Doku kültürü bakış açısından, bu deney için çevre daha katı bir şekilde tanımlanmış olmalıdır.

perspective

You've lost perspective. - Bakış açısını kaybettin.

I share his political perspective. - Onun siyasi bakış açısını onaylıyorum.

outlook

He has a very materialistic outlook on life. - Onun hayata çok materyalist bir bakış açısı vardır.

Culture plays a dynamic role in shaping an individual's character, attitude, and outlook on life. - Kültür bir bireyin karakterinin, davranışının ve hayata bakış açısının şekillenmesinde dinamik bir rol oynar.

standpoint
feeling
Viewpoint, line of sight, line of vision, outlook, standpoint
line of sight
point of view, standpoint, angle
line of vision
aspect
(Bilgisayar) elevation
slant
stance
contention
light
angle
the point of view
geniş bakış açısı
perspective
kişisel bakış açısı ile ilgili
subjective
Türkisch - Türkisch
Bir olayda, konuyu, düşünceyi belirli bir yönden inceleme, görüş açısı
görüş açısı