azalan

listen to the pronunciation of azalan
Türkisch - Englisch
{s} decreasing
downward
sinking
diminishing
descending, decreasing
descending
decrescent
{i} decaying
decreased
(Ticaret) declining
(Bilgisayar) desc
azalan sermaye
decreasing capital
azalan dizi
descending sequence
azalan güç
slowing-down power
azalan oranlı
degressive
azalan oranlı yıpranma payı
degressive depreciation
azal
{f} decaying
azal
{f} diminished

The war diminished the wealth of the country. - Savaş ülkenin zenginliği azalttı.

His income was diminished by half after retirement. - Emekli olduktan sonra geliri yarı yarıya azaldı.

azal
fell off

Sales fell off in the third quarter. - Üçüncü çeyrekte satışlar azaldı.

azal
tail off
azal
{f} decrease

The medicine decreased his pain. - İlaç onun acısını azalttı.

Production of rice has decreased. - Pirinç üretimi azaldı.

azal
{f} decreasing

Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home. - Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.

Japan's consumption of rice is decreasing. - Japonya'nın pirinç tüketimi azalıyor.

azal
fallen off
azal
diminish

The war diminished the wealth of the country. - Savaş ülkenin zenginliği azalttı.

The population of this country is gradually diminishing. - Bu ülkenin nüfusu giderek azalmaktadır.

azal
{f} decreased

Since 1990, methane emissions have decreased by 11%. - 1990'dan beri metan salımları %11 oranında azalmıştır.

The medicine decreased his pain. - İlaç onun acısını azalttı.

azal
fall off
azal
mute
monoton azalan dizi
(Matematik) monotone decreasing sequence
monoton azalan fonksiyon
(Matematik) monotone decreasing function
zamanla azalan
sinking
Englisch - Englisch

Definition von azalan im Englisch Englisch wörterbuch

Azal
A place near the western extremity of the valley near Jerusalem
Türkisch - Türkisch

Definition von azalan im Türkisch Türkisch wörterbuch

AZAL
(Osmanlı Dönemi) (Ezel. C.) Ezeller. Başlangıcı olmayan zamanlar
azalan
Favoriten