Ona yardım etmek için kimse gelmedi.
- Nadie vino a ayudarle.
Bana yardım etmek için hiç kimse gelmedi.
- Nadie vino a ayudarme.
Paula mutfakta babasına yardımcı olmak zorundadır.
- Paula tiene que ayudar a su padre en la cocina.
Birbirimize yardımcı olduk.
- Nos ayudamos el uno al otro.
Thank you for helping me. Don't mention it.
- Gracias por ayudarme. No hay de qué.
John talked his friends into helping the poor family.
- John convenció a sus amigos a ayudar a la familia pobre.