aufbrechend

listen to the pronunciation of aufbrechend
Englisch - Türkisch

Definition von aufbrechend im Englisch Türkisch wörterbuch

starting
{s} başlama

Doğum, yaşam macerası için başlama noktasıdır. - Birth is the starting point for life's adventures.

Kendi işine başlamayı planlıyor musun? - Are you planning on starting your own business?

breaking
kıran
breaking
ufalanma
breaking
kopma
breaking
kırarak

Tom onun dikkatini çekmek için gecenin ortasında Mary'nin penceresine taşlar attı fakat bunun yerine onun camını kırarak sonuçlandı ve Mary'nin babası polisi aradı. - Tom threw rocks at Mary's window in the middle of the night to get her attention, but he ended up breaking her window instead and Mary's father called the cops.

Yarım saat boyunca denedikten sonra kapıyı kırarak açmayı başardık. - We succeeded in breaking the door open after trying for half an hour.

breaking
kırılma

Herkesin bir kırılma noktası var. - Everyone has a breaking point.

Herkesin bir kırılma noktası var. - Everybody has a breaking point.

breaking
kırma

Onu kırmadan kutuyu açamayacağım. - I will not be able to open the box without breaking it.

Yumurtaları kırmadan bir omlet yapamazsın. - You cannot make an omelet without breaking eggs.

breaking
{f} kır

Bu robot yumurtayı kırmadan tutabilir. - This robot can hold an egg without breaking it.

Aynasını kırdığım için beni bağışladı. - She forgave me for breaking her mirror.

breaking
{i} zorla girme
breaking
{i} meskene tecavüz
breaking
breaking and enteringmeskene tecavüz
breaking
{i} bozma
breaking
breaking point kırılma noktası
setting out
yolculuğa çıkma
starting
(isim) başlama, hareket, çalışma, çalıştırma, koyulma
starting
{i} çalışma

O, yeni proje üzerinde çalışmaya başlamada hiç zaman kaybetmedi. - She lost no time in starting to work on new project.

starting
{s} çıkış
Deutsch - Englisch
breaking
scarifying
starting
striking open
knocking open
sallying
breaking open
setting out
setting off
cracking