Evlat edinilmiş olduğumu biliyorum.
- I know that I'm adopted.
O bir bebekken evlat edinilmiştir.
- She was adopted as an infant.
Bu küresel şirket genel olarak kabul görmüş muhasebe ilkelerini izliyor.
- This global company follows generally accepted accounting principles.
O, Harvard'a kabul edildi.
- She was accepted to Harvard.
O sorun kabul edildi.
- That problem was accepted.
Tom kendinin evlatlık olduğunu biliyor mu?
- Does Tom know he was adopted?
Anne evlatlık oğluna karşı zalimdi.
- The mother was cruel to her adopted son.
Onun davetini kabul ettim.
- I accepted her invitation.
Ben, makaleyi bir seyahat dergisi tarafından kabul ettirdim.
- I had the article accepted by a travel magazine.
Onlar teklifi benimsediler.
- They adopted the proposal.
Tom yeni bir politika benimsedi.
- Tom adopted a new policy.
Tom Mary'nin fikrini benimsedi.
- Tom adopted Mary's idea.
Onlar teklifi benimsediler.
- They adopted the proposal.
Tom'un üvey babası John'dur.
- Tom's adoptive father is John.
Tom'un üvey anne ve babası, öz anne ve babasına göre ona daha kibarlar.
- Tom's adoptive parents are much kinder to him than his birth parents ever were.
Supposing you had one million yen, what would you do with it?
- Angenommen, du hättest eine Million Yen, was würdest du damit machen?