O benim evin kırık penceresini tamir etti.
 - He repaired the broken window of my house.
Saatimi tamir ettirdim.
 - I had my watch repaired.
Onu tamir etmek yaklaşık 2000 yene mal olacak.
 - It will cost about 2000 yen to repair it.
Arabayı tamir etmek çok paraya maloldu.
 - It cost a lot of money to repair the car.
Sadece gerekli tamiratları yapın lütfen.
 - Just do the essential repairs, please.
Dizinin onarımından sonra, o ağrı olmadan yürüyebiliyordu.
 - After his knee repair, he could walk without pain.
Bu arabanın onarıma ihtiyacı var.
 - This car needs repairing.