Son olarak o Amerika'ya gitti.
- Lastly, she went to America.
Son 100 yılın bilim ve teknoloji ve topluluğun diğer alanlarındaki gelişmeler hayat kalitesine hem avantajlar hem de dezavantajlar getirdi.
- Advances in science and technology and other areas of society in the last 100 years have brought to the quality of life both advantages and disadvantages.
Tom son dört yılda iki kez alkollü araba sürmekten mahkûm edildi.
- Tom has been convicted of drunken driving twice in the last four years.
Bu, bizim geçen sene kaldığımız oteldir.
- This is the hotel where we stayed last year.
Geçen yıl Londra'ya gittik.
- We went to London last year.
Son olarak ailemle birlikte Disneyland'a gittiğimden beri uzun zaman oldu.
- It has been so long since I last went to Disneyland with my family.
Onu son olarak ne zaman gördün?
- When did you see her last?
Çin'e gittiğim en son zaman, Şangay'ı ziyaret ettim.
- The last time I went to China, I visited Shanghai.
En sonunda hatasını anladı.
- At last, he realized his error.
Konuşma otuz dakika sürdü.
- The speech lasted thirty minutes.
Sürücü ehliyetimi geçen ay yenilettim.
- I had my driver's license renewed last month.
Tom geçen yaz yakın bir ölüm deneyimi yaşadı.
- Tom had a near death experience last summer.
Dün gece babam huzurlu bir ölümle öldü.
- My father died a peaceful death last night.
Mağazaya gidiyorum ve kimi görüyorum? Onunla son kez buluştuğumuzdan beri kendisinde neler gittiğini bana hemen anlatmaya başlayan bir Amerikan arkadaşımı.
- I go into the store, and who do I see? An American friend, who immediately begins to tell me what has been going on with him since we last met.
O, son kez yaptığından daha iyi yaptı.
- He has done better than last time.