Şirket onu bir danışman olarak işe aldı.
- The company engaged him as an advisor.
Tom bir kariyer danışmanıyla konuştu.
- Tom spoke to a career advisor.
Onun en önemli danışmanı Henry Kissinger'di.
- His most important adviser was Henry Kissinger.
Her öğrencinin bir danışmanı var.
- Each student has an adviser.
... as President Obama's Chief Economic Advisor for the first two years of his administration. ...
... to be a ballerina." And I'm, like, "I want to be a financial advisor." ...