Tom çocuklarına karşı çok ağzı bozuktu.
 - Tom was very abusive towards his children.
O küfürlü bir çocukluk atlattı.
 - She survived an abusive childhood.
Tom küfürlü ve manipülatif.
 - Tom is abusive and manipulative.
Tom çocuklarına karşı çok ağzı bozuktu.
 - Tom was very abusive towards his children.
Fadıl çok küfürbaz bir kişi haline geldi.
 - Fadil became a very abusive person.
Sami küfürbaz annesini terk etti.
 - Sami left his abusive mother.
Dan tacizci babası hakkında konuştu.
 - Dan talked about his abusive father.
An abusive lampoon. - Samuel Johnson A dictionary of the English language.
I am ... necessitated to use the word Parliament improperly, according to the abusive acceptation thereof. - Fuller.
The abusive prerogatives of his see. - Hallam.
An abusive treaty. - Francis Bacon.
... my abusive marriage. ...