abschied

listen to the pronunciation of abschied
Deutsch - Türkisch
e {'apşi: t} r veda, ayrılış - nehmen vedalaşmak (von, ile)
e. r. 'apşi: t veda, ayrılış - nehmen vedalaşmak (von, ile)
[der] ayrılma; çekilme, istifa; veda
veda etme
veda konuşması
veda

Onun için bir veda partisi düzenledik. - Wir richteten für sie eine Abschiedsparty aus.

Abschied nehmen von
veda etmek, vedalaşmak
der Abschied
veda
Englisch - Türkisch

Definition von abschied im Englisch Türkisch wörterbuch

departure
kalkış

Trenin kalkışı ertelenecek. - The train's departure will be delayed.

Şiddetli yağmur, onların kalkışını erteledi. - The heavy rain made them put off their departure.

departure
{i} ayrılış

Tom ayrılışını üç gün erteledi. - Tom postponed his departure for three days.

Ayrılışını niçin ertelediğini biliyor musun? - Do you know why he put off his departure?

departure
kıpırdatma
departure
(Havacılık) havalanma
departure
kımıldatma
bid farewell
veda etmek
bid farewell
veda et
departure
gidiş

Gidişini Pazara kadar erteledi. - He put off his departure till Sunday.

Gidişini ertelemeye karar verdi. - He decided he would put off his departure.

departure
hareket

Çim'de, hareket istasyonuna gitmek ve tren biletleri orada almak zorundasın. - In China, you have to go to the departure station and buy train tickets there.

bid farewell
uğurlamak
departure
{i} gidiş, ayrılış, terk
departure
{i} sapma, ayrılma
departure
kalkış yenilik
departure
{i} vazgeçme
departure
(isim) ayrılış, kalkış, ayrılma, gidiş, yola çıkma; geri çekilme; sapma; yenilik, başlangıç; ölüm
departure
{i} ölüm
departure
bir geminin yola çıkmadan evvelki boylam ve enlem derecesi
departure
{i} yenilik