abartılma

listen to the pronunciation of abartılma
Türkisch - Englisch

Definition von abartılma im Türkisch Englisch wörterbuch

abart
exaggerate

Let's not exaggerate the facts. - Gerçekleri abartmayalım.

It is impossible to exaggerate the importance of the habit of early rising. - Erken kalkma alışkanlığının önemini abartmak imkansızdır.

abartılmak
exaggerated
abart
{f} exaggerated

The fisherman exaggerated the size of the fish he had caught. - Balıkçı yakaladığı balığın büyüklüğünü abarttı.

He let out an exaggerated groan and put his hand on the doorknob. - O, abartılı bir inleme çıkardı ve elini kapı tokmağına koydu.

abart
play up
abart
{f} exaggerating

Aren't you exaggerating a little? - Biraz abartmıyor musun?

You have a habit of exaggerating everything. - Her şeyi abartma alışkanlığın var.

abart
overstate

The company overstated its profits. - Şirket kârını abarttı.

Let's not overstate matters here. - Burada konuları abartmayalım.

abart
drag up
abartılmak
to be exaggerated, to be inflated mübalağa edilmek
abartılmak
to be exaggerated
Türkisch - Türkisch
Abartılmak işi
abartılmak
Abartma işine konu olmak, mübalâğa edilmek