Tom, Fransızcayı İngilizceden daha kötü konuşur.
 - Tom speaks French worse than English.
Derhal doktoru çağır, yoksa hasta daha kötü olabilir.
 - Send for the doctor at once, or the patient may get worse.
Rüzgar şiddetli esiyordu ve daha da kötüsü, yağmur yağmaya başladı.
 - The wind was blowing violently, and to make matters worse, it began raining.
Hava karardı, ve daha da kötüsü, yolumuzu kaybettik.
 - It grew dark, and what was worse, we lost our way.
Bugün hava dünkünden daha kötü.
 - The weather today is worse than yesterday.
Rüzgar şiddetli esiyordu ve daha da kötüsü, yağmur yağmaya başladı.
 - The wind was blowing violently, and to make matters worse, it began raining.
Her şeyin daha beteri de vardır.
 - It could always be worse.
Sen ondan daha kötüsün.
 - You're worse than her.
Sen ondan daha kötüsün.
 - You're worse than him.
Her şeyin daha beteri de vardır.
 - It could always be worse.
Bundan daha beter olabilir mi bilemiyorum!
 - I don't know if it could get any worse than this!
Tom'un başı düşündüğümden daha çok dertte.
 - Tom is in worse trouble than I thought.
Tom, John'dan daha kötü durumda.
 - Tom is in worse shape than John.
Tom bundan çok daha kötü durumdaydı.
 - Tom has been in far worse situations than this.
His mood took a turn for the worse.