O, hanımefendiyi bana tanıttı.
 - She introduced the lady to me.
Hanımefendi iyi bir aileden geliyordu.
 - The lady came from a good family.
Konuştuğun bayan benim kız kardeşimdir.
 - The lady, whom you talked to, is my sister.
Bayan şimdi su içiyor.
 - The lady is now drinking water.
Jane güzel bir leydi oldu.
 - Jane grew up to be a fine lady.
Leydi en fazla kırk yaşında.
 - The lady is forty years old at most.
Hırsız yaşlı bir kadın olarak kendini gizledi.
 - The thief disguised himself as an old lady.
Yaşlı kadın otobüsten indi.
 - The old lady got down from the bus.
Kadın olmak zordur. Erkek gibi düşünmeyi, hanımefendi gibi davranmayı, genç kız gibi görünmeyi ve de eşek gibi çalışmayı gerektirir.
 - It's hard to be a woman. One must think like a man, act like a lady, look like a girl, and work like a horse.
Hayalim devlet başkanının eşi olmak.
 - My dream is to be the First Lady.
Sevgili bayan, ben Polonyalı bir dedektif değilim. Ben uluslararası bir dedektifim.
 - I am not a Polish detective, dear lady. I am an international detective.
O, hanımefendiyi bana tanıttı.
 - She introduced the lady to me.
Hanımefendi, bir ay önce buraya taşındı.
 - The lady moved here a month ago.