Englisch - Türkisch
Definition von a woman; a female; used substantively im Englisch Türkisch wörterbuch
- she
- {i} kadın
O, yaşlı kadına sıcak bir gülümseme fırlattı.
-She shot a warm smile at the old lady.
O, yaşlı bir kadın gibi başını eğip yürüdü.
-She walked with her head down like an old woman.
- she
- dişi hayvan
- she
- (dişil) o
- she
- o
- she
- (ülkeler ve taşıtlar için) o
- she
- (isim) kadın
- she
- {z} dişil o
- she
- she bear dişi ayı
- she
- dişi
Son elli senedir canını dişine takıp çalışıyor! Kendini tükenmiş hissetmesi çok normal!
-She's been working her butt off for the last 50 years! Of course, she feels burnt out!
O kötü bir dişini çektirdi.
-She had a bad tooth taken out.
- she
- {s} dişi: she-goat keçi
Relevante Übersetzungen
Englisch - Englisch
Definition von a woman; a female; used substantively im Englisch Englisch wörterbuch
- she
a woman; a female; used substantively
Silbentrennung
a woman; a female; used sub·stan·tive·lyAussprache
Resimler
Favoriten