a waterfall or cascade

listen to the pronunciation of a waterfall or cascade
Englisch - Türkisch

Definition von a waterfall or cascade im Englisch Türkisch wörterbuch

force
zorlamak

Linda, Dan'ı evliliğe zorlamak için hamile olduğunu iddia etti. - Linda claimed she was pregnant to force Dan into marriage.

Gitmen için seni zorlamak istemiyorum. - I don't want to force you to go.

force
{f} baskı yapmak
force
{i} kuvvet

Kaba kuvvet kullanırsan savaş başlatırsın. - Act too forcefully and you'll start a war.

İsyancı kuvvetler döğüşmek için hazırlandı. - Rebel forces prepared to fight.

force
{i} güç

Verdun Savaşında,Fransız güçleri bir Alman saldırısını durdurdu. - At the Battle of Verdun, French forces stopped a German attack.

Japon güçleri Birmanya'ya yürüdü. - Japanese forces marched into Burma.

force
{f} sıkıştırmak
force
{i} kudret
force
{i} şiddet
force
{i} yürürlük

Jülyen takvimi Rusya'da yürürlükteydi. - The Julian calendar was in force in Russia.

Bu kanun hâlâ yürürlükte mi? - Is that law still in force?

force
angarya
force
(Politika, Siyaset) yasadışı şiddet
force
baskı

Şimdiye kadar Amerika Birleşik Devletleri kendini dünyanın polisi olarak adlandırdı ve askeri güce dayanarak baskıya devam etmektedir. - Up till now the United States has called itself the world's police and continues suppression relying on military force.

Kamuoyu baskısı orduyu hareket etmesi için zorladı. - Public pressure forced the army to act.

force
(ısı vererek bitkiyi) vaktinden önce olgunlaştırmak
force
inandırma gücü
force
{i} yığın
force
{f} ırzına geçmek
force
tazyik
force
{i} etki

İkna genellikle zorlamaktan daha etkilidir. - Persuasion is often more effectual than force.

force
fors majör
Englisch - Englisch
force
a waterfall or cascade

    Silbentrennung

    a wa·ter·fall or cas·cade

    Türkische aussprache

    ı wôtırfôl ır käskeyd

    Aussprache

    /ə ˈwôtərˌfôl ər kaˈskād/ /ə ˈwɔːtɜrˌfɔːl ɜr kæˈskeɪd/
Favoriten