a waterfall or cascade

listen to the pronunciation of a waterfall or cascade
الإنجليزية - التركية

تعريف a waterfall or cascade في الإنجليزية التركية القاموس.

force
zorlamak

İkna genellikle zorlamaktan daha etkilidir. - Persuasion is often more effectual than force.

Gitmen için seni zorlamak istemiyorum. - I don't want to force you to go.

force
{f} baskı yapmak
force
{i} kuvvet

İsyancı kuvvetler döğüşmek için hazırlandı. - Rebel forces prepared to fight.

Hoover, Amerikan kuvvetlerini Nikaragua'dan geri çekti. - Hoover withdrew American forces from Nicaragua.

force
{i} güç

Japon askeri güçleri durdurmak için çok güçlü görünüyordu. - The Japanese military forces seemed too strong to stop.

Savaşın ilk birkaç saati içinde, Birlik güçleri kazanıyorlardı. - In the first few hours of the battle, Union forces were winning.

force
{f} sıkıştırmak
force
{i} kudret
force
{i} şiddet
force
{i} yürürlük

Jülyen takvimi Rusya'da yürürlükteydi. - The Julian calendar was in force in Russia.

Yasa artık yürürlükte değil. - The law is no longer in force.

force
angarya
force
(Politika, Siyaset) yasadışı şiddet
force
baskı

Şimdiye kadar Amerika Birleşik Devletleri kendini dünyanın polisi olarak adlandırdı ve askeri güce dayanarak baskıya devam etmektedir. - Up till now the United States has called itself the world's police and continues suppression relying on military force.

Sebzelerini yemesi için ona baskı yaptı. - She forced him to eat his vegetables.

force
(ısı vererek bitkiyi) vaktinden önce olgunlaştırmak
force
inandırma gücü
force
{i} yığın
force
{f} ırzına geçmek
force
tazyik
force
{i} etki

İkna genellikle zorlamaktan daha etkilidir. - Persuasion is often more effectual than force.

force
fors majör
الإنجليزية - الإنجليزية
force
a waterfall or cascade

    الواصلة

    a wa·ter·fall or cas·cade

    التركية النطق

    ı wôtırfôl ır käskeyd

    النطق

    /ə ˈwôtərˌfôl ər kaˈskād/ /ə ˈwɔːtɜrˌfɔːl ɜr kæˈskeɪd/
المفضلات