Onun için mümkün olabilir fakat ben testi asla geçemezdim.
 - For him it may be possible, but I'd never pass the test.
O nasıl mümkün olabilir?
 - How is that possible?
İçme suyunda klor, kurşun ya da benzer kirletici madde bulunması mümkün.
 - It's possible that the drinking water has chlorine, lead, or similar contaminants in it.
Bir gece daha kalmak istiyorum. Mümkün mü?
 - I'd like to stay one more night. Is that possible?
Bilimsel çalışmalar yoluyla bu kayaların yaşını belirlemek olanaklıdır.
 - It is possible to determine the age of these rocks through scientific studies.
Böyle yüksek bir hızda yolculuk etmek olanaklı mı?
 - Is it possible to travel at such a high speed?
Tom'un gelememesi muhtemel.
 - It's possible Tom might not come.
Bugün Tom'un, toplantıya katılmayacağı muhtemeldir.
 - It's possible Tom won't attend the meeting today.
Bir kaza geçirmiş olması olasıdır.
 - It is possible that he has had an accident.
Tom ve Mary kendi sorunlarına olası bir çözüm ile geldiler.
 - Tom and Mary came up with a possible solution to their problem.
Diğer makul açıklamanın olmadığını anlıyorum.
 - I see no other possible explanation.
Bunun tek bir makul açıklaması var.
 - There's only one possible explanation.
Bu mümkün ama son derece düşük ihtimal.
 - That's possible but highly unlikely.
algılama olmadan yaratmak imkansızdır.
 - It is not possible to conceive without perceiving.
O imkansız.  Seninle aynı fikirde olmamalıyım. Bu çok mümkün.
 - That's impossible. I must disagree with you. It's very much possible.
Jones is a possible for the new opening in sales.