a guard; a guardian or watchman

listen to the pronunciation of a guard; a guardian or watchman
Englisch - Türkisch

Definition von a guard; a guardian or watchman im Englisch Türkisch wörterbuch

ward
koğuş

Eğer gerçekten boş zamanın varsa, bir kitap oku. Koğuş kütüphanesinden bir tane ödünç al. - If you really have free time, read a book. Borrow one from the ward library.

ward
vesayet
ward
{i} bölge
ward
vesayet altında bulunan çocuk
ward
vasilik
ward
(Politika, Siyaset) koruyuculuk
ward
semt

Leyla semtteki herkesle flört etti. - Layla flirted with everyone on the ward.

ward
vesayet altındaki kimse
ward
emniyetli yerde korumak
ward
geçiştirmek
ward
ward off savuşturmak
ward
semtin oylarını kazanmaya çalışan kimse
ward
{i} şato dış avlusu
ward
{i} kilit dili
ward
{i} hapishane

Sen bir hapishanede on yıl boyunca gardiyandın. - You were a warden in a prison for ten years.

Tom üç yıldır bir hapishane müdürüydü. - Tom was a prison warden for three years.

ward
geri çevirmek
ward
{i} bölge, semt: city ward kentin semtlerinden biri
ward
{i} gözetim
ward
{i} huk
Englisch - Englisch
ward

no gate they found, them to withhold, / Nor ward to wait at morne and euening late .

a guard; a guardian or watchman
Favoriten