Alım, şirketin hesabında.
 - The purchase is on the company's account.
Yeni politikayı benimsemek, bu şirketin şimdiye kadar yaptığı en iyi şeydi.
 - Adopting the new policy was the best thing this company ever did.
Şirkete annesiyle birlikte geldi.
 - He came in company with his mother.
Tom artık şirket ile birlikte değil.
 - Tom is no longer with the company.
Kötü bir ortaklıktansa yalnız olmak daha iyidir.
 - Better to be alone than in bad company.
Tom bir ortaklık istediğini söyledi.
 - Tom said he wanted some company.
Şirketin kuruluşu 1950 yılında oldu.
 - The launching of the company was in 1950.
Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.
 - A man is known by the company he keeps.
Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.
 - A person is known by the company he keeps.
Tom şirkette benim dostumdur.
 - Tom is my ally at the company.
Tom ve Mary birbirlerinin arkadaşlıklarından hoşlanırlar.
 - Tom and Mary enjoy each other's company.
Sadece Tom'a arkadaşlık etmek için geldim.
 - I just came along to keep Tom company.