a game or match played to break a tie

listen to the pronunciation of a game or match played to break a tie
Englisch - Türkisch

Definition von a game or match played to break a tie im Englisch Türkisch wörterbuch

rubber
kauçuk

Senin şekerli çöreklerinin kauçuk kıvamına sahip olduğunu söylediğim için üzgünüm. - I'm sorry to say that your madeleines have the consistency of rubber.

Araba lastikleri sentetik kauçuktan yapılır. - Tires are made from synthetic rubber.

rubber
lastik

Tom lastik eldivenlerini taktı. - Tom put on his rubber gloves.

Tom ve Mary her ikisi de lastik eldiven giyiyorlardı. - Tom and Mary were both wearing rubber gloves.

rubber
ıstampa
rubber
üç oyundan ikisini kazanma
rubber
berabere kalınca kazananı belirlemek için oynanan oyun
rubber
kaput
rubber
lastik ayakkabı
rubber
ovucu
rubber
{i} prezervatif

Üzgünüm, bir prezervatif olmadan onu yapmayacağım. - Sorry, I won't do it without a rubber.

rubber
{i} perdah taşı
rubber
{i} ovma bezi
rubber
{i} sürtünen parça [müh.]
rubber
berabere kalınca kazananı belirlemek için oy
rubber
{i} temizlik bezi
rubber
{i} silgi

Silgini kısa süreliğine ödünç alabilir miyim? - Can I borrow your rubber for a moment?

Kalemliğimde bir silgim var. - In my pencil case, I have a rubber.

rubber
kau

Senin şekerli çöreklerinin kauçuk kıvamına sahip olduğunu söylediğim için üzgünüm. - I'm sorry to say that your madeleines have the consistency of rubber.

Araba lastikleri sentetik kauçuktan yapılır. - Tires are made from synthetic rubber.

rubber
{i} tellâk
Englisch - Englisch
rubber
a game or match played to break a tie

    Türkische aussprache

    ı geym ır mäç pleyd tı breyk ı tay

    Aussprache

    /ə ˈgām ər ˈmaʧ ˈplād tə ˈbrāk ə ˈtī/ /ə ˈɡeɪm ɜr ˈmæʧ ˈpleɪd tə ˈbreɪk ə ˈtaɪ/
Favoriten