Sürekli nöbet tutmalıyız.
- We must maintain a constant vigil.
Anne bebek-bakıcısından çocukları gözlemesini rica etti.
- Mother asked the babysitter to watch the children.
O gözyaşları içindeki kırmızı gözleri ile filmi izliyordu.
- She was watching the film with her eyes red in tears.
Uyanık olmak zorundayız.
- We have to be vigilant.
Tom ve Mary uyanık olmalı.
- Tom and Mary need to be vigilant.
Code Lyoko'yu izlemeyi seviyorum.
- I like watching Code Lyoko.
Sovyet Rusya'sında, televizyon seyirciyi izler!
- In Soviet Russia, television watches the audience!