-e alışkın

listen to the pronunciation of -e alışkın
Türkisch - Englisch

Definition von -e alışkın im Türkisch Englisch wörterbuch

-e alışkın
accustomed to
alışkın olmak
be used to
alışkın
used to

I'm used to keeping early hours. - Erken kalkmaya alışkınım.

What time are you used to going to bed? - Ne zaman yatmaya alışkınsın?

denize alışkın olmayan
freshwater
alışkın
trained
alışkın
used (to), accustomed (to)
alışkın
accustomed

The more countries a language is spoken in, the less important it is to sound like a native speaker, since speakers of that language are accustomed to hearing various dialects. - Bir dil ne kadar çok ülkede konuşulursa, yerli konuşanı gibi ses çıkarmak o kadar daha az önemlidir, çünkü o dilin konuşanları değişik lehçeler duymaya alışkındır.

Tom was accustomed to being on his own. - Tom yalnız başına olmaya alışkındı.

alışkın olarak
familiarly
alışkın olmak
be accustomed to do smth
alışkın olmak
to be used to
alışkın olmak
be accustomed doing smth
denize alışkın
seafaring
her türlü yürüyüşe alışkın
(at) thoroughpaced
Türkisch - Türkisch

Definition von -e alışkın im Türkisch Türkisch wörterbuch

alışkın
Bir şeye veya bir şey yapmaya alışmış olan
-e alışkın
Favoriten