(selective list)

listen to the pronunciation of (selective list)
Englisch - Türkisch

Definition von (selective list) im Englisch Türkisch wörterbuch

works
(Askeri) bayındırlık
works
asar
works
(Askeri) tahkimat
works
{i} fabrika

Benim babam bir fabrikada çalışır. - My father works in a factory.

Babam bir fabrika için çalışmaktadır. - My father works for a factory.

works
{i} çalışmalar

Onun çalışmalarından hiçbirini görmedim. - I have seen neither of his works.

Picasso'nun çalışmalarını severim. - I like the works of Picasso.

works
{i} eserler

Bu kitap şairin en iyi eserlerinden biridir. - This book is one of the poet's best works.

Bilgisayarlar gerçekten edebi eserleri çevirebilir mi? - Can computers actually translate literary works?

works
{i} tesis

O bir sıhhi tesisat şirketi için çalışıyor. - He works for a plumbing company.

Beton karma tesisi sadece şantiyeden bir mil uzakta. - The concrete mixing plant is just a mile from the worksite.

works
{i} yapıtlar
works
{i} atölye

Ben atölyede çalışıyorum. - I am working at the workshop.

Boş eller internetin atölyesidir. - Idle hands are the Internet's workshop.

works
work işle/çalıştır/çalış
works
{i} imalathane
works
{i} işler

Birisi işleri baltaladı. - Someone's put a spanner in the works.

Ben işlerin kontrolünü aldım. - I got control of the works.

works
parça/eser/iş
works
{i} yapı

Tom evinin yakınındaki bir spor salonunda egzersiz yapıyor. - Tom works out in a gym near his house.

Atölyesinde bir tablo yapıyor. - He's making a table in his workshop.

works
(Askeri) TAHKİMAT: Bak. "fortification"
works
{i}

İlacın nasıl işe yaradığını öğreneceğim. - I will find out how the medicine works.

O sadece ev işlerini çekip çevirmiyor, aynı zamanda bir okul öğretmeni olarak da çalışıyor. - Not only does she keep house, but she also works as a school teacher.

works
{i} istihkâm
Englisch - Englisch
works