Adaptasyon hayatta kalmak için anahtardır.
- Anpassung ist der Schlüssel zum Überleben.
Adaptasyon hayatta kalmak için anahtardır.
- Adaptation is the key to survival.
Gıda, giyim ve barınak hayatta kalmanın temelleridir.
- Food, clothing and shelter are the foundations of survival.
Caribou ultraviyole ışığı görebilir. Bu yetenek sert Arktik ortamda yaşamaları için hayati önem taşımaktadır.
- Caribou can see ultraviolet light. This ability is crucial to their survival in a harsh Arctic environment.
Korku yaşamak için gereklidir.
- Fear is essential for survival.
Yiyecek hayatta kalmak için gereklidir.
- Food is essential for survival.
Bütün hayatta kalma umudundan vazgeçtim.
- I gave up all hope of survival.
The instinct for survival is innate.
- Der Überlebenswille ist angeboren.
How was the survival camp? I hated it. I only lasted two days.
- „Wie war das Überleben in der Wildnis?“ — „Schrecklich! Ich habe nur zwei Tage durchgehalten.“