You do such a thing once too often and get punished.
 - Öylesine bir şeyi bir kez çok sık yaparsın ve cezalandırılırsın.
It was such a hot day that we went swimming.
 - Öylesine sıcak bir gündü ki yüzmeye gittik.
I know him well. Oh, do you?
 -  Onu iyi tanırım. Ah, öyle mi? 
Is that so? Let's go there next then.
 - Öyle mi? O zaman bir sonraki sefer oraya gidelim.
Do you really think so?
 - Gerçekten öyle mi düşünüyorsun?
Did you just really say that?
 - Gerçekten tam olarak öyle mi söyledin?
Tom intends to go, rain or shine.
 - Öyle ya da böyle, Tom'un gitmeye niyeti var.
Rain or shine, I will go.
 - Öyle ya da böyle gideceğim.