ödevi

listen to the pronunciation of ödevi
Türkisch - Englisch

Definition von ödevi im Türkisch Englisch wörterbuch

ödev
homework

Translating sentences on Tatoeba is more fun than doing homework. - Tatoeba'da cümleleri çevirmek ev ödevi yapmaktan daha eğlenceli.

Will you help me with my English homework? Certainly. - İngilizce ödevime yardım edecek misin? Tabii ki de.

ödev
assignment

Mary always assists her boyfriend in doing his assignments. - Mary, her zaman erkek arkadaşının ödevlerini yapmasına yardımcı olur.

Work on the assignment in small groups. - Küçük gruplar halinde ödev üzerinde çalışın.

ödev
duty

A right without a duty is a privilege. - Ödevsiz hak, imtiyazdır.

A right without a duty is a privilege. - Ödevsiz hak, ayrıcalıktır.

ödev
function
ödev
theme
dönem ödevi
(Eğitim) term paper

She's working on a term paper. - O, bir dönem ödeviyle ilgili çalışıyor.

Taro is writing a term paper. - Taro, dönem ödevi yazıyor.

bitirme ödevi
thesis
ödev
(Eğitim) coursework
ödev
(Dilbilim) tasks
ödev
assignment (given to a pupil or student)
ödev
schoolwork

Tom is doing well in his schoolwork. - Tom okul ödevini iyi yapıyor.

Tom is having trouble with his schoolwork. - Tom ödeviyle sorun yaşıyor.

ödev
incumbency
ödev
task

Although he was writing carefully, he had many mistakes in his writing task. - O, çok dikkatli yazmasına rağmen, yazma ödevinde çok sayıda hataları vardı.

dönem ödevi
term homework
performans ödevi
Performance homework
ödev
obligation
ev ödevi
homework, prep
ev ödevi
prep

After all, you had homework to prepare. - Ayrıca hazırlayacak ev ödevin vardı.

okul ödevi
schoolwork

Tom is doing well in his schoolwork. - Tom okul ödevini iyi yapıyor.

proje ödevi
(Eğitim) project paper
ödev
duty, obligation
ödev
duty, obligation; homework
Türkisch - Türkisch

Definition von ödevi im Türkisch Türkisch wörterbuch

Ödev
vazife
ödev
Öğretmenin öğrencilere verdiği çalışma
ödev
Yapılması, yerine getirilmesi, insanlık duygusu, töre veya yasa bakımından gerekli olan iş veya davranış, vazife
ödev
Yapılması, yerine getirilmesi, insanlık duygusu, töre veya yasa bakımından gerekli olan iş veya davranış, vazife: "Doktor da rahattır. Ödevini yapmıştır."- H. Taner. Öğretmenin öğrencilere verdiği çalışma