I know that interest rates are fixed in accordance to the borrower's business risk.
- Faiz oranlarının ödünç alanların iş riskine uygun olarak tespit edildiğini biliyorum.
Neither a borrower nor a lender be.
- Ne ödünç alan, ne de ödünç veren ol.
I borrowed the dictionary from my friend.
- Arkadaşımdan sözlüğü ödünç aldım.
Could I borrow your car?
- Arabanı ödünç alabilir miyim?
She borrowed the book from him.
- Kitabı ondan ödünç aldı.
She borrowed the book from him many years ago and hasn't yet returned it.
- O, yıllar önce ondan kitabı ödünç aldı ve onu henüz iade etmedi.
He regretted borrowing the book from her.
- Ondan kitabı ödünç aldığına pişman oldu.
Do you remember borrowing his book?
- Onun kitabını ödünç aldığını hatırlıyor musun?