çığırtkan

listen to the pronunciation of çığırtkan
Türkisch - Englisch
{i} tout

There were hundreds of taxis at the airport, all touting for business. - Havaalanında yüzlerce taksi vardı,hepsi iş için çığırtkanlık yapıyorlardı.

barker
runner
decoy bird, decoy
lure
decoy bird; tout, crier
person who tries to attract customers by shouting the merits of something to passersby, crier, barker
decoy bird
crier

Town criers used to tell people what they must do, according to the king's orders. - Kralın emirlerine göre, kasaba çığırtkanları insanlara ne yapmaları gerektiğini söylerlerdi.

touter
town crier

Town criers used to tell people what they must do, according to the king's orders. - Kralın emirlerine göre, kasaba çığırtkanları insanlara ne yapmaları gerektiğini söylerlerdi.

çığırtkan güvercin
stool pigeon
çığırtkan kuş
decoy duck
çığırtkan kuş
decoy
çığırtkan kuş
decoy bird
Türkisch - Türkisch
Çıkarı olduğu için birini övüp koruyan kimse
Bir şeyi yüksek sesle çevreye duyuran kimse: "Haberini böyle fısıl fısıl anlatmaz, gümbür gümbür yayar çığırtkan dediğin."- T. Oflazoğlu. Çıkarı olduğu için birini övüp koruyan kimse
Çağırtkan
Bir şeyi yüksek sesle çevreye duyuran
çığırtkan
Favoriten